31 Ekim 2010 Pazar

Sütü Arttırma Yolları, Emzirme Sorunları

Yeni anne olanların en büyük sorunlarından biri malesef ki emme, emzirme, süt sorunları. Sütüm gelmiyor, meme ucum çok acıyor, bebeğim doymuyor ne yapabilirim sorunlarıyla boğuşan taze annelere bi ihtimal yardımı olur diye Anne Yazar' ca nacizane bir iki öneri :)

1. Kendine ve bebeğine güven.


2. Bol su iç.

3. Günkurusu kayısı, siyah üzüm, dut kurusu, siyah erik kurusu ile hazırlanmış hoşaf iç. Müthiş etkisine inanamazsın.

4. Eart Mama Angel'ın emziren anneler için karışık bitki çayından al kullan. Pahalı bulursan içeriğine bak aktardan topla aynını hazırlayıp afiyetle iç.

5. Stres yapma hepsi geçecek, zor bir dönemden geçiyorsun ama ilk 2 ay en zorudur. Sadece daha mutlu ve daha rahat bir şekilde dayanmaya çalış.

6. Bol bol bol emzir. Mamadan mümkün olduğunca uzak dur. Emzirdikçe sütün artaracak, gögüs ucu yaraların azalacak unutma.

7. Emzirme sürecinin ilk zamanlarında illa ki meme ucu yarası, mastit, v.b. gibi sorunlar yaşanıyor:( Çok can sıkıcı, çok yorucu ve yıpratıcı bir süreç olduğunu biliyorum ama bunu doğal ve geçici bir süreç olarak kabul edip sabırlı olmaya çalış. Lansinoh marka gögüs ucu kreminden vazgeçme. Emzirdikten sonra 20 dk kadar gögüslerinin açıkta kalması ve oksijenle temasını sağla. Yine Avent'in gögüs kalkanı gögüs uclarını sürtünmelere karşı koruduğu ve hava alımını sağladığı için kullanabileceğin yöntemlerdendir. Ama steril bir şekilde kullanman önemlidir.
Emzirmeden hemen önce sıcak havlu kompresi, emzirmeden sonra da buzlu havlu kompresini mutlaka tekrarla bu seni mastite karşı da koruyacaktır.

8.Bulduğun her fırsatta dinlen, uyuduğu her an uykun yoksa bile gözlerini kapatıp dinlen. Ev işlerini mümkün olduğunca etrafında kim ya da kimler varsa onlara paylaştır. Gerekirse konundan komşundan bu iki ay süreç için yardım dilen ( ben yapmadım, herşeye gücü yeten harika anneyi oynadım pişmanım:) )

9. İlk iki ay kilo aldım kilo verdimi kafana takma yediğine içtiğine dikkat et. Her gün sütünü, yoğurdunu ihmal etme. En iyi kalsiyum kaynaklarından biri ESKİ KAŞAR dır. Süt artımına da birebirdir muhakkak tüket. Ama günlük 45 .dk lık yürüyüşten asla vazgeçme. Kesinlikle 45 dk lık yürüyüş ve emziriyor olmaktan dolayı harcadığın kalori seni kilo meselesinde koruyacaktır inançlı ol:)

10. Her türlü kafeinden uzak dur. Günde 1 fincan dan fazla çay ya da kahve tüketme. Çikolatayı sınırla. Tatlı ihtiyacını sütlü tatlılar üzerinden gider. Bol yeşillik tüket ama maydonozdan uzak dur. Roka, tere, dere tercihin olsun.

11. Kendini sev, o tatlı şey kucağında olduğu için şükret, onun sana gelmesini sağladığı için eşine hayranlıkla bak, adamı ve kendini ihmal etme:)

12. Bebekler bazen illa ki tek memeden emme isteğine girebiliyorlar. Sen ısrarla ikisinden de emzir. Ama bazen diğerinde fazla kalmasının nedeni bebeğin ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallere göre vücudun ayarlamasıyla da ilgili olabiliyor. Bu konuda bebeğinin seçimine saygı duyarak her ikisinden de emzirmeye devam et.
13. Sütüm yeterli değil fikrini kafandan at ( böyleyse bile kafandan at), allahım bu ne be ne çok sütüm geliyor diye düşün:) Secret'tan vazgeçme:)

14. Ağla rahatla, gülümse rahatla :) Yalnız değilsin unutma:)

Herkese bebeğiyle bol sütlü, bol öpüşlü, sarılışlı:) Az acılı günler dileğimle:))

29 Ekim 2010 Cuma

Çocuk Kitapları Mimi:)

Çiçeği burnunda bloger arkadaşımız Özgecon bize mim paslamış. Hemen gereğini yerine getirelim:)


Boncuğunuza kitap seçerken en çok önem verdiğiniz kriterler nelerdir?

Aslında en önemli kriterim kızımla ortak karar verip almamız. Kitapevine birlikte gitmeyi seviyoruz.Bu konuda sağolsun bana hiç zorluk çıkartmıyor bir kaç kitap seçer inceler. Beğendiğini ayırır bana getirir alalım diye diğerini aldığı yere bırakır. Yenisini seçer. Sonra benim bulduklarım ve onun buldukları arasında eleme yaparız. Ortak kararımıza da çantamıza koyarız:) Ama yine de benim kriterlerim söz konusuysa onlar şunlardır;
  • Yaş aralığının bize (1-3) uygun olup olmadığı ve içeriğinde ki mesajlar. Zira bazı çocuk kitaplarının abuk mesaj kaygılarının çocukların ruhları üzerinde yaralayıcı etkileri olabileceğini düşünüyorum.
  • Eğlenceli, akıcı,duru ve kafiyeli bir anlatım ve dile sahip olup olmadığı.
  • Ebeveyn olarak keyifli bulup bulmadığım:) Zira okurken ben de keyif almalıyım. Okurken hikayede ki karekterleri canlandırmayı seviyorum keyif aldığım şeyleri okurken daha bir içten okuyorum ne yapayım:))
  • Bu keyifli kitabın içinde ki çizimler. Çizimlerde ki yalınlık ama bu yalınlığın içine sıkıştırılmış ayrıntı görüntüler. Çok karışık çizimleri bu yaş grubu için erken buluyorum. Ama cadı süpürgesinde uçarken alttan hayretle bakan sincap hoşuma gidiyor:))
  • Hareketli, sticker lı, aktiviteli kitaplar da yine beğendiğim tür kitaplardan. İş Bankası yayınlarının hareketli serisi ya da müzikli kitaplar da yine sevdiklerimiz arasında.
Bir de özel amaçlı durumlarda kullandığım kriterler var tabi. Şöyleki;
  • Hangi işi yapmakta zorlanıyor ya da karşılaşmayı bekliyorsak onu çözerken kitaplardan yardım almak. Örneğin banyo yaparken kafasına su dökülmesinden hoşlanmıyor mu kendisiyle özleştirebileceği ve başka çocuklarında bu tür korkular duyabileceğini ona hissettiren kitaplar bulmak. Elbette yukarıda ilk kriterde anlattığım nedenlerden bu tür kitaplara ulaşmak hiç de kolay değil:( o sebeple genellikle sorun yaşadığımız konuyla ilgili resimleri olan bir kitap belirleyip hikayeyi ben yazıyorum:) Ama mesela ben uyduramam arkadaş diyorsanız anlatmaya çalıştığım tür de kitaplara "Kızımın Tuvalet Kitabı" iyi bir örnektir. Resimler filan da tam yerli yerindedir. Sadece yere çiş yapan çocuk kısmını atlamanızı tavsiye ederim:))
  • Yine bir başka özel amaçlı kriterimiz se yeni bir şeyler keşfedecek ya da deneyimleyecek olup olmadığımız. Diyelim ki yaz tatiline mi gideceğiz (tabi siz burada ben deneyim keşif meşif diye yazınca evereste çıkacağımızı düşünmemiştiniz umarım). Gitmeden evvel içinde deniz, kumsal oyunları, kumsal stickerları v.b. olan kitapları seçerim. Böylece hem denize gitme heyecanımızı ikiye katlamış hem de deniz ve kum gibi korkular yaşamasının önüne geçmiş oluruz kendimce;) Ya da şimdi kar mevsimi yaklaştıkça içinde karlı atraksiyonlar olan kitapları seçmeyi planlıyorum.
2. Bir kitabın kapak tasarımı sizi cezbeder mi?
Etmez mi elbette eder. Ama bu asla içeriğine bakmama engel değildir;)

3. Çocuk kitaplarının didaktik yaklaşımlarını nasıl buluyorsunuz? (Kolay buluyorum felan diyen olursa-ki ben olsam derdim ya neyse- mızıkçı yazacam demiş mimin asıl sahibesi)
Valla beni insanın gözüne gözüne olan her tür şey kasar. "Aman ne cici kızmış sen de öyle ol e mi annem" durumlarını da sevmem. Zaten bazen düşünüyorum "torun sahibi olmayı çok isterim ama ben bu kızı yetiştirirken aman evlen de, yakışıklı bir damat getir de, şöyle de böyle de şeklnde yetiştirmeyeceğime göre. Ben bile evli olduğumu anca 6 senede idrak edip de 32 yaşımda doğurmuşken bunun yaşına kadar neler neler değişir diye düşünüp varolmayan torunun varolabileceği durumundan endişeye düşüp vah vahlanmıyor değilim:P Hayır ne anlatıyordum buralara nereden geldim onu da anlamış değilim ayrıca:P:S)
Neyse işte sevmiyom ben de kafaya vurula vurula mesajları. Ama şık bir şekilde paylaşım, mutluluk, hoşgörü, empati mesajları yerleştirilmişse tadından yenmez alalım derim yani.

4. Çocuk kitaplarındaki resimler nasıl olmalı sizce? Hikayesini beğendiğiniz bir kitabı ilüstrasyonlarından dolayı almamazlık ediyor musunuz veya tam tersi oluyor mu? Hikayesi uyduruk olan bir kitabı grafiklerine aşık olarak aldığınız oldu mu? Grafiklerde aradığınız temel özellikler var mı? Varsa nedir?
Bakınız 1. sorunun cevabı baştan 4. şık. pek şık (ıyk ıyk ıyk arada böyle şımarıyorum nasıl oluyo ben de bilmiyorum:( )
Ben ikisinin birarada olduğu kitapları tercih ederim elbette ama ikisini birarada bulmak her zaman mümkün değil. Bu aralar çizimler öncelikli diyebiliriz o halde. Çünkü biliyorum ki bir çocuğun hayal dünyası her zaman bizimkinden daha iyidir. Henüz kirletilmemiştir, yaratıcılığının önüne geçilmemiştir ve o o rengarenk ilüstrasyonlara bakarken benimkinden seninkinden çok daha güzel bir dünya da gezinir. Özetle ilüstrasyon önemlidir arkadaş. Ben bile bu yaşta güzel ilüstrasyonun peşine takılıp her yere giderim yani:/

5. Çocuğunuzun şu anda en çok sevdiği 3 kitap hangileri? Bu kitapların bir ortak yönü var mı?
Bu güzel bir soru mimi hazırlayıp bizim mutfaklara süren arkadaşı tebrik ediyorum. İnsanın çocuğunu ne kadar gözlemlediğini farketmesini sağlıyor.
  • Artık etkisi geçse de geçtiğimiz ay varımız yoğumuz "Süper Karga" idi. Anne Gaaak , anne karga.Evet kızım karga:)
  • "Benekli Faremi Gördünüz mü?" Bu kitabı ben de seviyorum kızımın dedesini hatırlamasını sağlıyor. Ninesinin koynuna kıvrılmış kedicik ve ona kitaplar okuyan dede. Kara kazanda ıspanaklı puding pişiren cadı favori karekterim:) Bir de ormanda ki herkes bilmiyorum ama şuna sor diyor belli bir yardımlaşma hakim hem tilki karga hikayesinde süper kargayı yeniden görüyoruz. Sadece kurnaz tilki ibaresini sevmiyorum. Zamanın da bir kız çocuğuyla tilki arasında geçen güzel bir hikaye izlemiştim. O zaman anladım ki bu zavallı tilki ile ilgili ne kadar kötü fikirlere sahibim. İyi olabileceğine bir türlü inanamıyorum:) Buradan size sesleniyorum ey masal yazarları " tilkilerin yakasını bırakın lütfen". Ha bir de kırmızı başlıklı kızın ninesine götürdüğü mamaları çalan kurt var bu masalda. Biz kırmızı başlıklı kızın ağladığını görünce kurdun ağzında ki sepetten mamaları alıp kıza veriyoruz. Kız da seviniyor biz de pek keyifleniyoruz kuzucuğumla:)
  • "Kirpi ile Kestane" evet bukitabı okumamı da seviyor. Ben de kirpiciğin sırtına düşen kestaneyi ve ikisinin arasında gelişen ilişkiyi, birdenbire oluşan dayanışmayı seviyorum.Ama bu masalda beni rahatsız eden öğelerde çok şöyle ki; anacım zavallı kirpi ile kestane ormanda ki hangi hayvana gitse çok işim var şimdi olmaz şuna git buna git şeklinde gönderiliyorlar. Hemen hemen kimse yardım etmiyor. Tamam anladık ormanda ki hayvanları gösteriyorsun ama bari bunu benekli farede ki gibi yap baştan savmanın daha kibar bir yolunu bul değil mi ya. Hele bir de en sonunda Kirpi'cik de zavalı kestaneyi bir başına bırakıp gidiyor ki evlere şenlik. Nıç nıç nıç kınıyorum :P
  • Beatrix potter kitapları için henüz erken olduğunun farkındayım ama seviyoruz ne yapayım. Onda ki sert bir kaç mesajı da eleyip okuyorum. Tavşan Peter ve ailesinin maceraları da ilgi alanımız da.
  • Dr Mirriam Stoppard'ın "Hareketler" kitabını ve İş bankasının Hareketli Şehir" kitabını da çok seviyoruz.

Fazla oldu farkındayım ama saysam daha sayacağım çok kitap var. Örneğin tübitak kitapları gerçekten çok güzel "Çiftlikte" kitabını çok severek okuyoruz. Şükür ki şimdilik kitapları çok seven bir bebeğe sahibim. Ama tabi anya konya ancak biraz daha büyüdüğünde ve etrafında uyaran sayıları iyice arttığında belli olacak.
Bu mimi hazırlayan ve bu mimi cevaplayan bütün annelere sevgi ve şükranlarımla.

Bu arada bu mimle birlikte belirtmek isterim ki raflarda kitaplarını görüp kızıma okutmak istediğim bir ikili var ki onlarda Blog dünyasının muhteşem kadınları Evren ve O.İ.P. :)
Yine yapmışlar yapacaklarını ve yılın en iyi paylaşımlarından birini gerçekleştirmişler. Yavrusu ise tek kelimeyle muhteşem. Bu harika kadınların birlikteliğinden doğan güzel çalışmanın devamını diliyor ve en kısa zamanda müzik cd lerini ve kitaplarını da raflarda görmek istiyoruz:)
Lütfen büyüterek izleyin ve tanıdığınız tüm çocuklara izletmeyi de ihmal etmeyin;) Evren veO.İ.P'i tekrar tekrar kutlarım:)

Dipnot: Ben bu mimi bizi okuyup da henüz söz konusu mimi cevaplamamış tüm annelere paslıyorum. Gerçekten güzel kitap ve bakış açılarının ortaya çıkmasını sağlayan bir mim olduğuna inanıyorum. Hadi rastgele:)

19 Ekim 2010 Salı

Bakım Güzellik

makethumb.aspx.jpgBundan 4-5 yıl evvel kısa süreli bir cilt problemi yaşadım. Hayatımda ilk defa tüm yüzüm sivilceyle doldu. Ergenlikte bile en ufak sivilce problemi yaşamamış biri olarak bu durumun beni ne kadar gerdiğini tahmin edersiniz. Hemen cilt dr una göründüm rutin hormon testleri falan derken herhangi bir problemle karşılaşılmadı. Yine de bir kaç cilt kremi verildi onlar da soyma yaptığından cildim iyice alev alev bir hal aldı. İlk defa bu tür bir problem yaşıyordum ve şaşkındım. Derken Tekin Acar'dan bir telefon geldi "Efendim Paris'ten uzmanımız geldi yeni bir ürünümüz hakkında bilgilendirme ve cilt bakımı yapmak istiyoruz " diye. Normalde bu tür tanıtımlara gitmeyi çok sevmem zaten cildimin o gün ki durumunda tek kurtarıcının dr olduğuna inandığımdan çok da itibar etmeyerek reddettim. Gel gör ki bir kaç gün sonra tesadüf eseri oradan geçerken ( tanıtım Tunalı'da olunca günlük geçtiğin yol üzerinde oluyor dolayısıyla) hadi be bir girip bakayım ne olacak ki dedim ve kendimi içeride buldum. Elbette uzman randevusu dolmuştu. Ve o gün benimle istanbul'dan gelen ürün müdürü hanım ilgilendi. Hala minnetle andığım bu hanımın malesef ismini unuttum, kendisi ürünleri bana tanıttı benim yaşlarımdayken aynı sorunla karşılaştığını ve ne yapmam gerektiğini uzun uzun anlattı. Kadıncağız beni etkilemeyi başardı ve bir kaç ürün ve daha çok sample ile oradan ayrıldım. Eve geldiğimde mucize yaratacak ürüne o kadar da inanıyor değildim ama ne kaybederim diyerek denedim. İlk defa bir ürün grubunun bu kadar işler olduğuna şahit oldum çok kısa bir sürede eski cildime kavuşmuş ve neredeyse tüm sivilcelerimden kurtulmuştum. O gün bugündür de aynı sorun tekrar etmedi. O gün o hanımefendi vasıtasıyla tanışmış olduğum markanın ismi La Colline'di. Daha sonra hamilelik ve emzirme sürecimde içinde malesef paraben barındırdığı için yerine loccitane'in organik serilerini kullanmayı tercih ettim ama gönlümün bir tarafı hep bu üründe kaldı. Bir kaç gün önce Yeniden bir telefon aldım ve aynı uzmanın senede bir yaptığı rutin ziyaretinin gerçekleştiğini ve kendisine cilt bakımı yaptırmak isteyip istemediğimi sordular. Bu defa hemen kabul ettim randevu saatimi alarak iki gün sonrayı sabırsızlıkla bekledim. Karşımda müthiş tatlı bir kadın duruyordu, epeyce ilerlemiş yaşına rağmen cildinin ışıltısı, pırıltısı görülmeye değerdi. Elbette bunda Fransız olmasının da etkisi vardır muhakkak ama insan o yaşa kadar cildini nasıl böyle güzel korur, ne kadar güzel bir şeydir, inanılmaz.
Güzel bir gün geçirdim cildime bakım yaptırdım , bir kaç çeşit ürün aldım ve memnun mesut ayrıldım. Bilen bilir benim gibi organik manyağının parabenli ürün tüketmesi çok zordur ama ne yapayım söz konusu La Colline olunca akan sular durdu. Çünkü kısacık bakımda bile cildim ışıl ışıldı:)
makethumb.aspx.jpgBu arada sivilce problemi yaşadığınız ya da bir iki tane sivilceniz çıktığında kullanabileceğiniz mucize bir başka ürün daha var ki o da "GUERLAİN İNSİMA CREME CAMPHREA" kesinlikle her kadının kozmetik çantasında olması gereken muhteşem bir ürün. Diyelim ki sabah kalktınız ve hiç ummadığınız biçimde lüzumsuz bir sivilceyle burun buruna geldiniz:( Hemen bundan azıcık parmak ucunuzla pat pat yaparak uyguluyorsunuz ve ta tam! Hem sivilceniz kapanıyor hem de kısa sürede yokoluyor. Çok seviyorum kendisini:)
Not: Eğer sivilce probleminiz varsa dikkat etmeniz diğer kuralları sıralamadan noktalanmasın bu yazı şöyleki;
1 Her gün mutlaka yastık kılıfınız değişmeli.
2 Saçlarınız sivilcelerden kurtulma süreciniz boyunca yüzünüze değmemeli, toplu olarak kullanmalısınız.
3. Yüzünü uygun ürünle temizledikten sonra kağıt havluyla kurulamalısınız.
4. Bu süreç zarfında peling yapmamalısınız.
5. Cildi aşırı arındırıcı ürünlerden kaçınmalısınız. Cildinize uygun yumuşak, yağsız ürünler tercih etmelisiniz.
6.Parfümünüzü cildinizin kulak arkası gibi bölümlerine kullanmamalısınız.
7. Stresten uzak durmalı, sigara ya da sigaralı ortamıhayatınızdan çıkartmalısınız.

12 Ekim 2010 Salı

Top 5'e Gel, Topla Gel ;)

Güzel bir kadından, güzel bir mim almışız. Diyor ki en çok tıklanan beş postunuzu sıralayınız. Kumanda panelinden girip istatistikler kısmını tıklayınca en çok tıklanan postunuza ulaşıyormuşsunuz meğerse ve ben şimdiye kadar hiç merak etmemişim. Tıkladık gördük işte Cafe Anne Yazar' ın tersten ilk beşi:))
5. Organik Kozmetik (Bebek) ; Şahsen 5 numarada olmasına üzüldüm çünkü özellikle bebek kozmetik sektörü bebeklerin hassas cildine zarar verebilecek kimyasallarla bezeli bir portföye sahip. Bu sebeple özellikle bebek kozmetiğinde organik ürünlerin kullanımının daha doğrusu paraben ve türevlerinin kullanılmadığı kozmetik ürünlerin ( şampuan, sabun, pişik kremi, vücut kremi, v.s.) bebeklerin kullanımına sunulmasını daha doğru buluyorum. Bu bağlamda http://www.cosmeticsdatabase.com/ bu sitenin linkini yine vermek isterim zira kullandığınız ürünlerin ismini girdiğinizde sağlığa ne kadar zararlı olduğunu size puanlıyor.

4. Hızlı Zayıflama ? ;) ; 2-3 kilo fazlalıkları olanların bile "aman kilo aldım ay napıcimm şimdi" diye dövündüğü bir zamanda buna şaşmamak gerek ne de olsa trendy bir konu :))

3. Bebeklere Kahvaltı Önerileri (Ekgıda 3); Sevdiğim bir post. Umarım işe yaramıştır, her ne kadar bizim kıza işlemiyor olsa da:))

2.1. Doğumgünü Hazırlıkları; Kesinlikle favorilerimden. Yaşasın 1. doğum günleri zira:) Kesinlikle hakettiği sıralama da kanımca:))

1. Y Viva Espana :)) ; Vay be gerçekten şaşırdım:) Üstelik açık ara önde. Emek verdiğim postlardan biridir kendisi. Bileğinin hakkıyla 1. olmuş diyelim:) E tabi bu birincilikten sonra İspanya'ya gitmezsem ayıp olur diye de ekleyelim;)) Bekle beni İspanya ben geliyorum:))

Müsadenizle ben de birilerini mimlemek istiyorum. Muhtemelen mimleyeceklerim başkaları tarafından da mimlenmiştir ama ne yapalım ben gerçekten ilk beşini merak ettiğim blogları yazacağım.

Ay bi baktım da çok varmış fazla meraklı görünmemek adına hepsini yazmayayım. Nasıl olsa kesin mimlenir onlarda:))

2 Ekim 2010 Cumartesi

Hızlı Zayıflama ? ;)

Tam zamanlı zayıflama macerama başlayalı bir hafta bir gün oldu. Bu süre zarfında tamı tamına 1 kilo 600 gr vermişim. 6oo gr nedir 1,5 kilo yazsaydın diyenlere sesleniyorum o 100 gr mın benim için öneminin farkında mısınız ?:P Sizin odun kuru tabi :))ya da böyle bir şey :/ Nasıldı o atasözü yav ? :)) Her şey birbirine girmiş durumda Kamer Genç'e benzedik bu diyet yüzünden:)

Evet neyse ne! Gelelim bir hafta da bünyenin 1 kilo 600 gr dan nasıl kurtulduğuna. Baştan söyleyeyim, evet ülkenin bilinen dr larından birine gittim hangi dr du neydi diye beni yormayın adını yazarsam ilerde buradan rahatça arkasından atıp tutamam o yüzden de yazmıycam:)) Ama diyebilirim ki onunla çalışan bir diyetisyenle görüştüm ve aşağıda ki diyet listesi de onlara aittir. Amma velakin 3,5 saatlik aç kalmam sonucu yapılan bir teste dayanarak beni hipoglisemi hastası ilan etmelerini henüz içime sindiremediğimden midir, hala bir hazır olamama durumumdan mıdır nedir diyetlerine birebir sadık kalamadım. Daha doğrusu sadık kalmayı da istemedim. Nedeniyse geçmiş deneyimlerime dayanarak diyetlere karşı üzerimden atamadığım inançsızlık diye özetlenebilir.

Ben benim yöntemlerle ilerleyip yavaş ama sindire sindire kilo vermek taraftarıyım. Yani bir oturuşta 1 kavanoz nutella yı utanmasa bitirebilecek bir bünyeye birden " 6 kaşık yemek ye "
demek bana inandırıcı gelmiyor. Elbette kişi verilen diyet listesini uygularsa muhakkak kilo verir. Ama verdiği o kiloları zihniyetini değiştirmedikten sonra aynı hızla geri alır diye düşünüyorum. Aslında ben zihniyeti değiştirme konusunda da tedirginim; sonuçta bu insanlar seni zayıflatabilmeyi başardıkları sürece isim yapabilirler. Bir de bulunduğu yer itibariyle zayıflama konusu hayatlarının her şeyi haline gelmiş. Yani ben ne kadar kızımla kafayı bozmuşsam bunlar da zayıflamayla aynı derece kafayı bozmuşlar düşünün yani:) Hem öyle bir bozmuşlar ki bir çoğu çaktırmadan sağlık mağlık adına metabolizma hızlandırıcı ilaçlar dayıyor danışanlarına. Hani ne kadar doğru bir geyiktir bilmiyorum ama bazı ülkelerde 5 yıldan fazla ilkokul öğretmenliği yapmış olanların şahitliği geçerli sayılmıyor derler ya işte o hesap bunların da zayıflama konusunda ne kadar çığrından çıktığı belli değil. Tabi bu durumda milletin onlara zayıflatma merkezi gözü ile bakmasının onlar üzerinde yarattığı etkiyi de unutmamak lazım. Hani bir ara Taylan Kümeli Sütaş reklamlarında bıldır bıldır koşuyodu da
" ulen sen önce kendini zayıflat" deyip kadının anasından emdiği sütü burnundan getirip bir deri bir kemiğe çevirdiler ya işte o hesap her daim zayıf kalmalı ve zayıflatmalılar. Hedef bu, sağlıklı olmanın tek koşulu bu onlar için.

Oysa ki ben dalyan gibi amcamın kanser denen o illet yüzünden bir hafta içinde bir deri bir kemiğe bürünüşünü izlemiş biri olarak; nasıl bilincimin altına üstüne zapzayıf kal mesajını gönderebilirim ki? Kilo alan insanların beyinlerinin onlara oynadığı oyunları keşfetmeli önce. Kim durduk yere yemesi gerektiğinin üzerinde yer? Ama bunu yazarken "kilo almamak için hiç bi halt yemiyorum canım. Ay vallahi aç geziyorum. Aman ne kadar da zayıfım, çıtırım" demek adına öğürenlerde en az kilo alanlar kadar yeme konusunda sorunlu kanımca. Yani sabahları 6 dilim peynir sağlıklı olamayacağı gibi bir ince dilimin yarısıyla ayakta durmaya çalışanların ya da daha kötüsü hiç kahvaltı ya da akşam yemeği yemeyi tercih etmeyenlerin de sağlıklı olamayacağı aşikar. Doğum günü çok yaklaşmış bir terazi olarak aslolan dengedir diyorum daha da bir şey demiyorum:))

Yine uzattım değil mi? İşte aşağıda bana verilen liste var. Aslında bu çeşit listelerin yayınlanması taraftarı değilim ama hem biraz fikrinizi almak istiyorum hem de bana gönderen diyetisyenin emziren anne olduğum için son derece besleyici olduğunu söylemesinden dolayı bu listeyi paylaşmakta sakınca görmüyorum. Ben bu listenin yarısını ( yani 6 y.k. dediyse 9 yaparak gibi) uygulayarak hiç spor yapmadan ve dahi yürüyüşe çıkmadan bir haftada 1,5 kilo verdim ama eminim tamamını uygulasam 2,5 kilo verirdim. Ayda 6-8 kilo bence hızlı bir kilo veriştir. Bu noktada bazı arkadaşlar "aylarca kilo vereceğim diye azim yapacağına koruyacağım diye azim yapmak daha kolay" diye düşünüyorlar. Ben de diyorum ki "yavaş kilo vermek demek hem bünyeni tahrip etmeden hem de beslenme alışkanlığını birdenbire değilde yavaş yavaş farkettirmeden değiştirmek anlamına geliyor" bu nokta da kafam karışmış durumda siz ne dersiniz acaba ?

KAHVALTI

1 dilim beyaz peynir (40g)

5-6 adet zeytin

2 dilim tam tahıllı ekmek (çavdar - tam buğday - karışık tahıllı)

Domates - salatalık - yeşilbiber

* 2 GÜN/HAFTA 1 adet yumurta eklenebilir (ben haftada 4 gün yedim)

ARA ÖĞÜN

1 adet orta boy armut veya elma veya 3 adet mürdüm eriği veya 1 adet şeftali/nektarin veya 1-2 adet mandalin

2 adet ceviz

ÖĞLE YEMEĞİ

6 yemek kaşığı sebze yemeği (kıymalı veya zeytintyağlı hazırlanabilir) veya 6 YK kurubaklagil yemeği

1 kase (4 YK) yoğurt

2 dilim tam tahıllı ekmek veya 1 dilim ekmek ile 1 kase çorba

ARA ÖĞÜN

1 porsiyon meyve veya 2 adet kuru kayısı veya kuru erik

6 adet badem

ARA ÖĞÜN

Yarım su bardağı veya 1 çay bardağı süt

VEYA 1 dilim az yağlı beyaz peynir ile 1 dilim tam tahıllı ekmek (veya 2 adet kepekli grisini)

AKŞAM YEMEĞİ

3 köfte kadar (90-100g) kırmızı et veya tavuk veya balık veya hindi eti

4 yemek kaşığı sebze yemeği ve/veya karışık salata (1 TK zeytinyağı ile)

1 dilim tam tahıllı ekmek

VEYA 6 YK kurubaklagil yemeği (y.mercimek/nohut vb) + 2 YK bulgur pilavı veya 1 dilim ekmek ile ayran/cacık/yarım kase yoğurt ile salata

GECE

2 adet mürdüm eriği veya 1 adet orta boy armut

1 kutu probiotik yoğurt (içine 1 çay kaşığı tarçın eklenebilir) - Bu tarçını da hani hiç tatlı vermemiş ya tatlı ihtiyacımı gidermek için veriyor ne kadar iyi niyetli değil mi? :P:)