23 Temmuz 2010 Cuma

Bebeklerde Yürüme Çalışmaları

Bebeğin yürüme çalışmalarında ona yardımcı olabilecek bir iki bebek egzersizini paylaşmak istedim. Biz artık koşuyoruz ama yavrumun ayağa kalkmasında, denge sorununu çözmesinde faydasını gördüğüm iki hareketi yürüme aşamasına yeni gelmiş bebeklere bir faydası olur diye paylaşmak istedim.


Bebeği duvara dayıyorsunuz ve bir süre sonra kendi dengesini sağlayabildiğini gören bebeğin kendine güveni artarak keyifli bir çalışma gerçekleşiyor.


Yine uzanabileceği yükseklikte bir yere alması için ilgisini çekebilecek bir iki nesne yerleştirin. Bu uzanma çalışmalarının hem el kol koordinasyonu hem de göz koordinasyonu üzerinde inanılmaz etkileri var.

Bunlara ek olarak SMYK mağazasından şöyle bir yürütücü ( adı artık her neyse) almıştım Bu vasıfla kullanabileceğiniz gibi bebeğiniz yürüme işini bitirdiğinde oyun masasına dönüşebiliyor ve uzun bir süre kullanımı mümkün.


Ayrıca Okul Öncesi İnci Minci'nin bloguna eklediği ilk adımlar için yeni bir icat diye bir alet gördüm ki akıllara zarar:) Kendisi zaten farklı çalışmalar bulmak konusunda usta yeniden tebrik ediyorum onu buradan:))

koruyucu1.jpg

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Gecikmiş Mim

Etkinliklerini çok severek takip ettiğim, blog aleminin değerli bloglarından biri olarak gördüğüm Okul Öncesİ Magazİn İncİmİncİ beni mimlemiş bana da cevap yazmak düşmüş:) Bu mimin kuralı kırmızı ile yazılan kelimenin altına bu kelimenin sana ifade ettiklerini yazmak ve 10 blogdaşa pas atmakmış ki o işte de fena sayılmam. Haydi rastgele başalayalım bakalım:));

Felsefem:
İnsan olabilmektir. Her insan içinde hem iyiyi hem kötüyü barındırır bilirim ve mümkün olduğunca içindeki iyiyi çıkartıp bulmaya yöneliktir tüm hedefim. Irkçılıktan, insan ayırmaktan, sadece kendi tarafından bakmaktan kaçıp adaleti, anlayışı, affetmeyi becerebilmektir tüm hissim :))

Hayat:
Bir tatlı tebessüme sığdırabildiğiniz anlardır.

Çocukluk:
İnsanın sahip olduğu en değerli zamanlar, keşke kimse kimsenin .çocukluğunu kirletmese.

Güneş:
Elimde değil çok seviyorum kendisini:) Ben tamamen yaz kadınıyım. Seviyorum güneşi dünyanın en güzel şehri olsun güneş olmasın eyvallah der giderim:) Ama yanında illaki deniz olacak:)

Gözler:

Bir insan bir kere hayatında değer verdiği birini kaybetmeye görsün sizinle konuşurken dudakları ne kadar gülüyor olursa olsun; içinde ki hüznü hep ele verir gözleri. Annesini kaybeden tüm çocuklar o hüzünlü bakıştan bir daha kurtulamazlar..

Yıldızlar:
Yıldızlar bana hep Antoine de Saint-Exupery’i hatırlatır dolayısıyla da Küçük Prens'i. Ve aşağıdaki cümleleri;

“Herkesin bir yıldızı var ama kimsenin ki birbirine benzemiyor. Yolcular için pusula, kimileri için ufak tefek bir ışık, bilginler için çözülmesi gereken bir sorundur yıldızlar… Onlardan birinde ben oturuyorum, ben gülüyorum diye geceleri gökyüzüne baktığında sana bütün yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek. Gülmeyi bilen yıldızların olacak senin!

Güzellik;
Ruhun çirkinse çirkinsindir. Ve üstelik inan bana bu klişe klişe değildir..

Sevgi:
Sevmeyi ya bilirsin ya bilmezsin, ya içinde vardır ya da yoktur. Keşke sevmeyi bilen insanlar çoğalsa, hayat bayram olsa:)

Aşk:
Aşksız olmaz 7 si evlilikle geçen 15 yıllık bir beraberliğe sahibim. Aşkın gittiğini bilsem bir dakika daha beni kimse orada tutamaz. Aşk, ona baktığımda içimin titreyebilmesidir hala:)

Erkekler:
Hepsi bir kadına muhtaç, hepsinin idresi hem çok kolay hem çok zor:)

Savaş:
Ben barışcı bir insanım sevmiyorum savaşı, savaşları, savaşmak için sürekli bir neden arayanları. Elimde sihirli bir değnek olsa önce savaşları durdururdum, savaşı tek gerçek sanan çocukları lunaparklara doldururdum.

Ağlamak:
Gerekli. Ama zamanında ağlayacaksın, hüznü ertelersen hep peşinden gelir malesef.

Deniz:
En sevdiğim renk deniz mavisi, en sevdiğim yer denizin içi, en huzur bulduğum an denize baktığım an.

Ayna:
Nedense hep sihirli gelirler bana, sanki mistik bir halleri vardır, severim aynaları, ne kadar gerçeği yansıttığını bilemesem de üstelik.
Hayal:
Hayal etmeyi bırakmışsanız hayatı bırakmışsınızdır:(

Ve efendim pasladığım blog arkadaşlarım;