24 Nisan 2011 Pazar

Mutlu Tuvalet Eğitimi :)


Tuvalet eğitiminde esas mesele çocuğunuzun bu duruma hazır olup olmadığını gözlemlemeniz.Yani çocuğunuz:

• Uykudan uyandığında bezi ıslak değilse veya gün içinde en az 2 saat bezi kuru kalıyorsa
• Dışkılama zamanı çok düzenli veya hemen önceden anlaşılabiliyorsa (bazı mimikler, vücut hareketleri veya sözle)
• Basit komutları yerine getirebiliyorsa
• Banyoya kendi başına gidebiliyor ve üstündekileri çıkartabiliyorsa
• Bezi kirlendiğinde rahatsız oluyor ve bezini değiştirmenizi istiyorsa
• Tuvalet veya lazımlığını kullanmak istiyorsa (Dr. Filiz Odabaşı Seeborg)
• Kakasını ya da çişini yaptığında bir köşeye çekiliyor orada yapmaya çalışıyorsa

Tuvalet eğitimine başlamaya hemen hemen hazır demektir. Genele baktığımızda 16 aylıktan itibaren bebek bu sinyalleri vermeye başlar. Ama bebeğin yeterli kas kontrolünün gelişmesi ve belirli bir bilişsel düzeye erişmesini beklemek gerektiğini savunan pozitif bilimciler 18-24 Ay arasında ki çocukların tuvalet eğitimine başlamaya hazır oduğunu belirtirler. Aslında burada ki püf nokta hangi ayda olursa olsun çocuğunuzun hazır olup olmadığını gözlemlemenizdir. Yani esas olan aydan ziyade sizin bebeğinizin verdiği sinyallerdir.

2. Aşama ve bence en önemli aşama siz hazır mısınız? Ya da şöyle de diyebiliriz çocuğun bakımı ile ilgilenen kişi hazır mı? Anne, baba, o evde birlikte yaşayanlar ya da çocuğunuzu sık görüp üzerinde hak iddia eden anneanne, babaanne, dede, teyze, v.b. hazır mı? Ya da kreşe gidiyorsa kreştekiler gerekli desteği verebilecek mi?

Eğer hem bebek hem de siz hazırsanız o halde buyurun tuvalet eğitimine:)

1. Kural: Asla çocuğa kızmayacaksın. Çocuk tuvaletle kızmayı, öfkelenmeyi, hor görülmeyi kafasında eşleştirmeyecek.

2. Kural: Başarısızlıklarda asla çocuğa olumsuz bir yansıtmada bulunmayacaksın. Mümkün olduğunca değil hiç bir şekilde kazaları görmezden geleceksin. Her kazada " aa yetişemedin mi bebeğim? Olabilir ben de öğrenirken bu tip kazalar yaşamıştım canım, sorun değil dert etme" diyeceksin. Ancak her kaza sonrası lazımlığa yine de oturtacaksın ama çok tutmayacaksın zira zaten çişini yapmış sadece asıl çiş yerinin tuvalet olduğunu idrak edebilmesi adına "dur bakalım başka kalmış mı?" şeklinde ufak bir oturtma olacak bu "çişimizi nereye yapıyorduk aa buraya " gibi

3. Kural: Halınız bulunmaz Hint kumaşından da imal edilmiş olsa çocuğunuz kadar tek ve yegane olamaz ve çocuğunuzdan kıymetli değildir. Bir halıya çocuğunuzu harcamayın. Bu tip şeyleri ne kadar önemser, ne kadar kızarsanız bunun geri dönüşü size ve bebeğinize o kadar kötü olur. Üstelik bunu bu kadar önemsediğinizi farkeden çocuk bu yöntemi bir tür ilgi çekme yöntemi ya da size sinirlendiğinde bir cezalandırma yöntemine olarak kullanmaya kadar vardırabilir. Ya da küçücük dünyasında tamamen anlamlandıramadığı bir noktada kendini ezilmiş ve çaresiz hissedebilir ve bu çaresizlik kaçınılmaz olarak ona yeniden altına kaçırma olarak geri döner.

4. Kural: Bu işte en az 4 ayı gözden çıkartmanız gerektiğini bilin. Çünkü ilk öğrendiği bir hafta muhteşem bir şekilde tuvaletini yapan bebeğiniz bir haftadan sonra bu fikrinden cayıp bezinin rahatlığına geri dönmek isteyebilir. Bu durumda sabırlı olmalısınız. Derin derin nefes alıp ilk 3 kuralı hatırlamalı ve yolunuza aynı şekilde devam etmelisiniz zira bu süreç öğrenme sürecidir ve her öğrenme sürecinde bu tip geri dönüşler yaşanabilir ama birazcık sabır ve ona göstereceğiniz destekle bu süreç rayına oturacaktır.

Biraz tersten gitmek gibi olacak ama ilk 4 kuralı bilmeden bu yola başlamamak gerektiğine inanıyorum. Onun için ilk dört kuraldan sonra nasıl bir yol izlemeniz gerektiğine dair kendi tecrübelerimi paylaşmaya başlayabilirim:

Öncelikle "Kızımın Tuvalet Kitabı" - "Oğlumun Tuvalet Kitabı" adlı kitapları bebeğinizin cinsiyetine göre linki girip sipariş ediyorsunuz ya da dışarıdan bir kitapçıdan satın alıyorsunuz. O kitabı ballandıra ballandıra okuduktan ve görsellerine beraber baktıktan sonra ertesi gün tıpkı o kitapta ki gibi birlikte renkli külotlar ve o kitaptakine benzer lazımlık almak için alışverişe gidiyorsunuz. Eve gelince kitap yeniden okunuyor " tıpkı bizim gibi değil mi tatlım?" diye teşvik ediyorsunuz. Bir iki defa okuduktan sonra "sen de artık bez kullanmak istemiyorsun değil mi tatlım haydi bezler çöpe bizim artık lazımlığımız var ve tuvaletimizi buraya yapıyoruz" şeklinde teşvik edici cümleler kuruyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir diğer husus "BEZDEN BİR KERE ÇIKTIKTAN SONRA BEBEĞİ TEKRAR BEZLEMEMEK" ve "gece bezleyeyim, dışarı çıkınca ya altına yaparsa en iyisi dışarıda bezleyeyim" türü şeyleri kafandan çıkartıp bu işi daha da zorlaştırıp iki aşamalı bir şekle dönüştürüp çocuğun kafasını da kendi kafanı da karıştırmamak. Bir maratona başladığını, çocuk büyütülürken bu tuvalet döneminin de aşamalardan biri olduğunu ve herkes gibi bu yoldan geçmen gerektiğini ve sabırlı davranman gerektiğini unutmayarak bezi çıkart ve gece gündüz dışarı da içeri de bezsiz külotlu dolaşmasına izin ver.

2 saatte bir "çiş var mı tatlım" diye sor ya da lazımlığa götür ama "yok" diyorsa ısrarcı davranma. Ayrıca çok sık sormamaya özen göster zira onun kendini ifade etmesine, kendi kendine çişinin geldiğini anlamasına izin ver eğer senin hatırlatmana alışırsa kendisi hatırlamaya ihtiyaç hissetmeyecektir. 2-3 saatte bir olayı zamanla onda rutine bağlanan bir iş haline gelir.

Dışarıda altına yapmasından korkma. Bırak yapsın ne olacak sen her daim yanında yedek elbise ile gez. Yaparsa uygun bir yerde siler paklar değiştirirsin sonuçta dünyanın sonu değil ya. Zor mu zor evet ama sonunda ne kadar sürecek bir zorluk? Araba koltuğu gibi şeylerin üzerine bu süreçte can bebe alt açma bezi ya da hasta alt bezi türü koruyucuları yerleştirebilir üzerini ince bir tülbentle örtebilirsin. Mümkün olduğunca korkularını ve değişiklikleri çocuğa hissettirmeden gerçekleştirmekte fayda var. Yani ya altına yaparsa, ya şu olursa ya bu olursa düşüncelerinden uzaklaşmalısın her şeyin bir çaresi vardır.

Yine dışarıda 2 saatte bir lazımlık olayına devam et. Dışarıda da tuvalet olduğunu ve yapılabileceğini öğrensin. Ben dışarıda yanımda Potette taşıyorum ama şart değil.

Tuvaletini yaptığında dünyanın en güzel şeyini görmüşsün gibi davran:) "AA canım yavrum benim seninle gurur duyuyorum. Bak babası, bak teyzesi benim yavrum çiş- kaka yaptı. Büyüdü benim canım" türü destekleyici cümleleri çocuğundan esirgememeye çalış. Alkış, devasa sevinçler çocukları şenlendirir. Çiş- kaka sonrası seramoniye devam et ve yaptığı çişi kakayı klozete dökerken arkasından "bay bay çiş denize bizden selam söyle" gibi ritüeller gerçekleştir. Her ne olursa olsun eli hiç bir yere değmese de yapılan bir tuvalet sonrası nasıl bir temizlik uygulanması gerektiğini anlayabilmesi açısından her seferinde temizliğini yapmayı, ellerini yıkamayı ihmal etme. Ki yarın bir gün yanında sen olmadığında da aynı düzeni devam ettirebilsin.

Asla çişine kakasına " ay çok kötü kokuyor, bu ne be " türü sözcükler kullanma zira bir parağraf üstte ki seramoniyi de çişi kakası şu an kontrol edebileceği bir şeyleri olduğunu gördüğü ve öğrendiği ilk şey olması ve kendinden bir parça olarak algılıyor olması sebebiyle çok kıymetli o yüzden onun değer verdiği şeylere aynı değeri vermeyi bil. Ayrıca ileride kendi kakasından korkmaması ve kabızlık problemleri çekmemesi için de bu kuralı başucu kuralın yap.

Her çiş ya da kakadan sonra sticcer yapıştırmayı deneyebilirsin. Ben linkini verdiğim kitapta günün tuvalet yıldızını seçmeleri sebebiyle yıldız çıkartmaları almıştım çişini yaptığında küçük yıldız kakasını yaptığında büyük yıldız veriyordum. Dahası ayrılmaz parçamız olan Amanda isimli bebeği de tıpkı onun gibi çiş yapmayı öğreniyordu hatta çocuğunuzdan hadi bebeğine çiş yapmayı öğretelim deyip bebeği konuşturup" .. abla,abi nasıl oluyor bana gösterir misin? Ne yapmalıyım şimdi? Şeklinde bebeği konuşturup bu şekilde bir teşvikte sağlayabilirsiniz. Tabi oyuncak bebeğe de yıldız takmayı unutmamak şartıyla:)

Bunun dışında artık tuvalet sticcerları satılıyor lazımlığın içine takıyorsun ve çiş yaptığında sticcer renk değiştirip düz zemin şekil alıyor. Kendim kullanıp denemedim ama bu da ilgi çekici olabilir. Sanırım İmaginarium mağazasında bu tip bir şey görmüştüm. Yine çiş yapmak istemediğin de ki bununla sık karşılaşacaksınız" anne çiş yoook" diyecek o zamanlar "tamam yavrum sana inanıyorum çiş yok " diyeceksiniz. Bir süre geçip unuttuktan sonra " Gel çiş yapıp rengine bakalım sarı mı mavi mi acaba? ", "aa çiş sesi dinleyelim mi, bakalım mı çişinden ses geliyor mu?" türü çocuk ruhuna dokunucu ifadelerle tuvalete çekmeye çalışmanız doğru olacaktır.
Eklemem gereken çok önemli bir nokta daha var ki o da şu. Unutmayın ki kabızlık, spastik kolon, vaginusmus gibi hastalıkların çoğu aslında erişkinlerin okul öncesi dönemde farketmeden çocuklarına yükledikleri olumsuzluklar nedeniyle oluşmaktadır. O sebeple tuvalet eğitimi verilirken "tuvaletini yapmazsan oran acır"der. Kızar, bağırırı, vururu, tehtit ederseniz ,tuvalet eğitimini bırakıp bezini geri isteyen bebeğe " bez seni pişik yapar acıtır" gibi ifadeler kullanırsanız malesef yukarıda belirttiğim hastalıklardan birine yakalanmasının önünü açmış olduğunuz gibi anal tutucu karekter (Paylaşımcı olmayan, uyumsuz, sevgi duygularını ifade etmekte zorlanan v.b.) geliştirmesine de neden olursunuz. O yüzden lütfen çocuklarınızın başarılarında onları desteklemekten, başarısızlıklarında da olsun ben senin yanındayım ve beraber yeniden deneyebiliriz duygusunu onlara vermekten gocunmayın. Bu onları huysuz, arsız, bencil yapmaz aksine uysal, hoşgörülü, sevgisini gösterebilme başarısına sahip olduğu için yalnızlıktan kurtulmuş, kendine güvenen bir bireye dönüştürür. Şimdiye kadar her şeyi yanlış yapmış olsanız bile bir yanlışa bir yerden dur demek tüm yanlışları siler. Haytta bir doğru bazen tüm yanlışlara bedeldir. Hiç bir zaman geç değildir çünkü.
Son olarak söyleyeceğim bu iş bittiğinde hem o hem siz önemli bir aşamayı birlikte atlatmanın haklı gururunu yaşıyor olacaksınız. Ve bunun güzelliği inanın her şeye değer:))

7 yorum:

  1. defne kızın anası7 Haziran 2011 14:49

    çok ama çok teşekkür ederim kızım 18 aylık aklımda bir sürü soru işartleri varken yazınızı okumak çok iyi geldi.

    sevgiler.

    defne kızın anası. wwww-defneela.com (yorumlarımda sorun var sanırım ancak böyle yorum bırakabiliyorum.)

    YanıtlaSil
  2. Çok başarılı bir yazı olmuş çok teşekkür ederim. Nihal.

    YanıtlaSil
  3. Daha en basindan altimi actirmam, tuvalete/lazimliga oturmayacagim diye direten yumurcak icin oneriniz nedir?

    YanıtlaSil
  4. @Berceste,
    Aslında bu durumda başlangıca bakmak gerekir. Tuvalet eğitiminin başlangıcında nasıl bir yol izlenmiş? Çocuğun buna tepkisi nasıl olmuş, v.b. gibi? Ona göre çözümler üretilebiliriz.

    YanıtlaSil
  5. Daha altini acip baslamadik. Ilk olarak onu soyleyeyim. Once 2 yasi bekledik. Ardindan da oturagi, kilodu vs hazir edip anlatmaya calistik. Ailedeki herkesin tuvaleti kullandigini, artik buyuyup yasi geldigini anlattik. Kuzenlerini ornek gosterdik. Ozel kitap alip, oradan anlattik. Ama reddediyor! Istemiyorum, istemiyorum diyor. Bir defa oturaga da oturttuk. Onu koltuk olarak cok sevdi! Ama cisini yapmayi reddetti. Tatile cikinca ara verip uzerine gitmedik. Kuzenleri ile de tatilde birlikteydi. O zaman onlarin tuvaleti kullandigini anlattik. Simdi acalim artik deyince, hayir diyor. Isin kotusu altini da degistirtmiyor! Anne degistirsin, anneanne degistirsin diye kaciyor. Dolu oldugu icin de mutlaka bir sizdirma, tasma durumu yasaniyor :(( Aaa ayip ediyorsun baktan gayri da kotu bir laf ettigimiz yok! Bu isi oyuna cevirmise benzer. Zira ilk defa bu sabah bez degistirme oyunu bitti dedi ve ben sok oldum!

    YanıtlaSil
  6. @ Berceste,
    Aslında sorunun cevabını sen kendin bulmuşsun. Bu yaş çocukları her şeyi oyunla öğrenir. O halde bence senin yapman gereken tuvalet eğitimi meselesinde onun -bez çıkarttırmama oyunu-na rakip olabilecek ve lazımlığını daha eğlenceli bir hale getirecek başka bir oyun geliştirmen. Ama buna geçmeden önce tuvalet eğitimine en az 1 hafta ara verip tuvalet bezi çıkartma konusunda oyuna çevirdiği meseleye bu süre içinde duyarsız kalman ( tabi annenle de konuşman gerekiyor) yani değiştirme esnasında peşinden koşmaman, "aa yere sızacak" filan gibi seslenmemen gerekiyor. Yani zor olsa da duyarsız kalmaktan bahsediyorum. Bir, bir buçuk haftanın sonunda yukarıda yazının içinde de yer alan oyunları ya da onun sevebileceği bir oyun geliştirerek bunu lazımlığa adepte etmen. Mesela "çişinin sesini dinleyelim mi?" Acaba nasıl bir ses çıkacak çok merak etim. " diyebilirsin çıkan sesi tıpkı bir çeşme gibi ses çıkartıyorsun ha ha ha çok ilginç nehir gibi de ses çıkartabilir misin?" ya da "çişinin rengi ne renk sarı mı mavi mi? Beyaz çiş yapabilir misin? Hadi bakalım." türü taktikler deneyebilirsin. Çok daha yaratıcı ve eğlenceli oyunlar bulabileceğine eminim. Asıl mesele bu süreci mümkün olduğunca sıradan atlatabilmeye çalışmak aslında. Mesele sıradan değil ama kendini buna inandırman ve uzun bir süreyi göze alman gerekiyor.

    YanıtlaSil
  7. Aslinda ilk yazdigimda olaydan habersizdim. Sonraki gelisme idi bu oyun meselesi. Bir anda agzindan cikiverdi! Cok sasirdim! Oneriler icin tesekkurler, hemen deneyelim :)

    YanıtlaSil