16 Haziran 2011 Perşembe

Neden Diyet Değil de Sağlıklı Beslenme?



Son günlerde hayatımıza girdiği ve hepimizi olumlu bir çatı altında toplamayı başarıp bize daha rahat ve mutlu ebeveynlik yolları açan çok sevgili anne- baba- bebek sitemiz Nurturia'da yöneticisi olduğum gruplarda özellikle üzerinde durduğumuz bir şey var. Bunu blog alemi ile de paylaşmak istedim. Diyet değil sağlıklı beslenme. Peki ama neden? Neden gruplarımız da diyet kelimesini değil de sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşam ifadelerini kullanmayı tercih ediyoruz? Biz artık arkadaşlarımızla birlikte girdiğimiz yolda sağlıklı beslenme ifadesini tercih ediyoruz. çünkü:

Özellikle de bizim gibi ömrünün belirli bir kısmı kilo alıp verme macerası ile geçmiş olupta 30 lu yaşlarını yaşayanlar sanırım artık iyice anladı ki sağlıklı beslenmeyi bir yaşam felsefesi haline getirmek gerekiyor. Aslında gerçekten de diyet denilen şeye ihtiyaç yok eğer ağzına götürmek üzere olduğun şeye bakar ve kendine "bu benim için ne kadar sağlıklı, vücudumdan içeri girecek olan bu besin bana sağlık getirecek mi?" sorusunu sorarsan her şey yolunu buluyor zaten. Hele de diyet yapıyorum adı altında eziyet çekilmesine hepten karşıyım onu belirteyim. Önemli olan sağlığına faydası olabileceğini düşündüğün bir şeyi ölçülü yani dengeli tüketebilmek. Her gün vücuduna kendini yormayacak, mutlu edecek belirli bir aktiviteyi yaptırmak. Tüm bunları yaparken ruh sağlığını da beslemek. Sağlığın ve mutluluğun için nefes alabilmeyi başarıp. Etrafına da ışık olabilmek. Bağışlayıcı olmayı becerebilmek. Önyargılarından( ister kişisel, ister ideolojik, ister annesel) uzaklaşıp insanları ve kendini acımasızca yargılamayı bitirebilmek. Empati yeteneğini kendine ve başkalarına zarar vermeyecek şekilde geliştirip o düzeyde tutabilmek. Kendini zorlamayacak ve üzmeyecek vericiliklerde bulunmak, beklentilerini azaltmak. Kendini ve dünyayı sevmek. Kendin ve dünya için bir şeyler yaptıkça bunu farkedip kendini aferinle ödüllendirmek. Çocuklarının ve eşinin ışığı, yol açanı olduğunu unutmamak. Yenildiğinde yeni yollar olduğunu ve deneyebilecek yetenekte olduğunu farkedebilmek. Yani velhasıl kendinin farkında olmak ve kendini hiç unutmamak. Kendini dinlemeye başladın mı gerçekten aç olanın beynin mi miden mi olduğunun bilincine de varabiliyor olduğunu anlamak.

Gerçekten kilo aldığınız dönemde ki hayatınızı gözlemlemeniz neyi yanlış yaptığınızı anlamanız için yeterlidir. Bir oturuşta yarım kavanoz nutella bitirebilen birinin hayatına sağlıklı beslenme anlayışını sokabilmesi için derinden hareket edip vücuduna hissettirmeden yararlı besinleri önceliğe almayı öğretmesi gerekir. Her gün yenen halley, tadelleyi sıfırlamanız bile kilo verebilmeniz için yeterlidir aslında. Siz bir de bunun üzerine sağlıklı besinleri öğünlerinize eklerseniz. Her gün sebzenizi, meyvenizi yemeyi,yeterli protein alımınızı gerçekleştirmeyi, yoğurdunuzu tüketmeyi ihmal etmezseniz yanı sıra vücudunuzu zinde tutacak 2-3 aktiviteyi, yürüyüşü, dansı hayatınıza eklerseniz o zaman bu işi sonsuza kadar gömüp rafa kaldırmışsınız demektir.

3 yorum:

  1. Aynı sistemle, aslında hiç de kendini kasıp diyet yapmadan 3 ayda 5 kilo vermiş bir anne olarak kesinlikle katılıyorum:)

    YanıtlaSil
  2. Evet tiroid sorunu yoksa mesela verilebiliyor.. Ben de siyete başladım eskisinden daha çok yiyorum 8 öğün müdür nedir.. hayatımda bu kadar sık yemeidm ben:)

    YanıtlaSil
  3. Deli Anne'ciğim, aslında ben troit hastasıyım hem de metabolizmayı yavaşlatan cinsinden olan hipotroit hasimatoyum ama şunu biliyorum ki her sabah doğru ilacı kullandığınızda normal bir insandançok da farklı bir metabolizmaya sahip olmuyorsun. Aslında hastalıklarımızda çoğu zaman önümüzde ki engel değil. Önümüzde ki engel ilk önce biziz bana kalırsa:)

    YanıtlaSil