8 Mayıs 2010 Cumartesi

Y Viva Espana :))


Bugünlerde içimde hep İspanya'ya gitme arzusu. İspanya'ya aş eriyorum desem yeri:p :)
Hayır hamile falan da değilim ama bilemedim ki :) Bir yaşında bir bebekle İspanya'ya gidilir mi? Gidilirse gezilebilir mi? Bilmiyorum ama denemeye değer mi? Kesinlikle değer :)) Neyse en azından Haziran sonuna kadar hiç bir yere kıpırdayabileceğimi sanmıyorum ama gidemesemde İspanya'yı buraya getireyim dedim :) Bir de yeni bloga böyle bir köşe yapayım. Gidilesi yerler köşesi:) İlk yaz İspanya için gelsin. Y Viva Espana :))

Avrupa'nın güney batısında İber yarımadasında yer alan bu akdeniz ülkesi 17 özerk bölge ve 2 özerk şehirden oluşuyor. Başkenti bildiğiniz üzere Madrid. Önemli şehirleri: Barcelona, Granada, Sevil ve Valencia. Konuşulan dil: İspanyolca, Katalanca, Bask ve Galiçya dilleri.
İspanya'nın şehirlerinde kısa bir gezintiye çıkacak olur ve işe Granada ile başlarsak Granada'da 711 yılından 1492'ye kadar etkisini sürdürmüş Arap kültürünün (Endülüs Emevileri) izlerini şimdi bile sürmenin mümkün olduğunu öğreniriz. Adını nardan alan şehir olarak da bilinen Granada ünlü Elhamra Sarayı'nı içinde barındırıyor. Elhamra kelimesinin Arapça da kırmızı anlamına gelen hamra kelimesinden türetildiği çünkü sarayın duvarlarında kırmızımtırak bir kerpiç kullanıldığı söyleniyor. Geniş avlulara, kocaman salonlara sahip ve çok görkemli bir saraymış.

Başvurduğum kaynaklardan okuduğuma göre bu sarayla ilgili en fazla etkilenilen şey bütün bina ve avlularda bulunan su havuzları olmuş. Arap kültürünün bir kuraklık kültürü olduğunu bu saraya bakınca daha iyi anlaladığını ifade eden bir çok yazıyla karşılaştım.
Anlatılan göre tepedeki saraya su usta bir mühendislikle taşındıktan sonra estetik amacının dışında tek bir gramı bile israf olmayacak şekilde bitkilerin sulanmasında kullanılmak üzere ayarlanmış. Arapların cennetinin de bu olduğu söyleniyor su ve serinlik. Dolayısıyla sarayın her detayının buna göre şekillendiği. Düşününce hak vermemek elde değil.

Madrid:
İstanbul sonrası gidilen Ankara gibiymiş. Muhtemel oranın İstanbul'u da Barcelona'dır. Cervantes'in Madrid'i müzeleriyle ünlü ve çok büyük bir kent olmasına rağmen görülebilecek yerlerin birbirine çok yakın mesafelerde olması işleri kolaylaştırıyormuş. Madrid için tipik bir avrupa başkenti görmek istiyorsanız ilk tercihleriniz arasında yer almalı da deniliyor.

Madrid Boğa güreşlerinin kenti. Hala kentin en ünlü Las Ventas Arenasında bu güreşler Avrupa birliği kurallarına rağmen sergilenmekte. Arenanın bir yanında Dr. Fleming'in heykeli bulunuyor hani penisilini bulan doktor. Penisilinin bulunma amacı matadorların acılarını azaltmak içinmiş meğerse. Barcelonalılar (Katalanlar), boğa güreşlerini kabullenmiyormuş o Madrid'lilerin işi diyorlarmış ve neyseki artık Katalan bölgesinde boğa güreşi hemen hemen yasak gibi bir şeymiş.
Hemingway'ın yazılarından hoşlananlar onun boğa güreşlerine merakını ve matadorların dünyasını işleyiş biçimini bilir. Örneğin İspanya'da geçirdiği günlerini yazdığı " Öğleden Sonra Ölüm" isimli eserinde boğalar ve matadorlar arasındaki ilişkiyi ve bunun yaşamla benzerliğini ele alışı çok ilgi çekicidir . Arenada ki zavallı boğanın deneyimsiz fakat cesaretli insanın nasıl bir yansıması olduğunu bu eserde çok daha net görürsünüz. "Boğa güreşi bütünü ile boğanın cesareti, düşünce sisteminin yalınlığı ve deneyimsizliği üzerine kurulmuştur." diye başlar kitap. Yine ünlü "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" isimli eserinde de matadorların büyülü dünyasına göz kırpar. Hemingay bizim gibi görmez boğa güreşlerini, tutkundur onlara, okuması da güzeldir hani ama Hemingway bile aklayamaz o vahşeti benim gözümde orası ayrı.

Madrid'de görülesi yerler; Retiro Sarayı, Atocha İstasyonu,Colon ( Kolomb) Meydanı, Güneş Kapısı, Şehir Merkezi. Müzeler ise;

Prado Müzesi : 12. ve 19.Yüzyıl arası eserlerin sergilendiği müze. Goya'nın, Botticelli'nin eserleri görmek hiç de fena olmazdı.

Reina Sofia Müzesi: Muhakkak gerçeğini görmek istediğim eseri içinde barındıran müze. Picasso'nun "Guernica"'sı işte bu müze de sergileniyor. Picasso İspanya'ya demokrasi gelmeden bu eserin İspanya'da sergilenmesine izin vermemiş zira Picasso bu eseri Franko rejimini destekleme amaçlı 2. dünya savaşında Nazilerin Guernica kasabasını bombalamasının ardından ölen siviller için yaptığı biliniyor. Franko'nun ölümünün ardından İspanya'ya anayasal monarşi gelmesi ile 1981 de Guernica Madrid' de sergilenmeye başlanıyor. Bu müze de Dali'nin eserlerini görmekte mümkün.

Guernica


Dali
Prado müzesine çok yakın bir müzeymiş. Goya, Van Gogh, El Graco, Titian yaklaşık 800 eserden söz ediliyor.

BARSELONA:
Barcelona sokakları.
Murat Belge kenti tam bir "plastik sanatlar kenti" olarak tanımlıyor. Diyor ki, sadece kenti dolduran olağanüstü binalar, heykeller, zengin resim müzelerinden ötürü değil. Resim sanki günlük hayatın dokusuna işlemiş, girdiğiniz en köhne restorant da bile bunu görmeniz mümkün.
Barcelona'yı gezerken Picasso'nun ve Miro'nun izlerine her yerde rastladığınızı her iki ressamın da müzesinin olduğunu anlatıyor. Ama sanırım Barcelona aslında Miro'nun memleketi olduğundan onun kokusunun Barcelona'ya Picasso'dan daha fazla sinmiş olması olası. Dadaizmle ilgili az çok bilginiz varsa Miro'nun Paris ziyareti sırasında Dada'nın etkisinde kaldığını duymuş olma ihtimaliniz de var. Bu bağlamda Miro'nun eserlerini birebir inceleme keyfi bile Barcelona'yı ziyarete değer:) Elbette Sürrealizmden hoşlanıyorsanız:))

Picasso ve Miro Belge'nin dediği gibi kentin dokusuna sinmiştir mutlaka ama zannederim kentin dokusunu asıl belirleyen Gaudi'dir. Barcelona diye nerede arama yaptırırsanız yaptırın Gaudi ismine muhakkak rastlarsınız. Bu müthiş adam kim ne derse desin tüm dünyaya Gaudi'nin Barcelona'sı dedirtmiştir:) Belge'nin de belirttiği gibi doğayla mimariyi yaklaştıran bu adamın eserlerinin fotoğraflarına bakmak yetmez aslını görmek gerekir. Umarım evren yakın bir zamanda bana ve İspanya'yı görmek isteyenlere bu fırsatı tanır:)




Miro

13 yorum:

  1. Ben bir vesileyle Elhamrayi gormustum. Gercekten inanilmaz guzel bir saray. Ince ince islemeler, oymalar o devirde boyle bir sanat inanilmaz geliyor. Bahcelerine ise hayran olmamak elde degil. Barcelonaya gitmek kismet olmadi. Benim de gormeyi en cok istedigim sehirlerden biri. Bakalim ne zamana kismet.

    YanıtlaSil
  2. İlknur, sen bi buraya gel kuzum bir güzel plan yapar, veletleri sırtımıza taktığımız gibi beraber gideriz olmazsa:))

    YanıtlaSil
  3. Kardeşim gitmişti Barcelona'ya, yaz kampı için; sonrasında da 2-3 gün deli gibi gezmişlerdi arkadaşıyla. Döndükten sonra etkisinden pek kurtulamadı, hayran olmuş... hadi bakalım, darısı başına :)

    YanıtlaSil
  4. Başak,
    Kocaman bir amin:))

    YanıtlaSil
  5. Canım gitmiş kadar olduk,inşallah senin çektiğin resimleri de görürüz bu blogda..

    YanıtlaSil
  6. Insallah en kisa surede gidersiniz. Cocukla seyahat icin de endiselenmeyin derim, ecnebiler kac cocukla dunyayi geziyorlar, of bile demiyorlar walla!
    Ispanya'da Madrid ve Barcelona disinda Endulus tarafini siddetle oneririm, kultur olarak bize daha yakin buluyorum ben oralari, daha cok zevk verecegini dusunuyorum.
    Sevgiler!

    YanıtlaSil
  7. Eline sağlık, okudukça içim açıldı, gidesim geldi bizim 9 aylık oğlanla:)
    Birazcık ucundan abd'yi, avrupa'nın yarısını gezebildim. İstanbul'da yaşayamazsın, kendine yaşayacak başka yer bul deseler Barcelona'ya kaçarım:) Doğru, Barcelona bana da İstanbul'u anımsatır nedense. İnsanları da harika, bizim iyi yönlerimiz(!) onlarda da var. Dil bilmeseler de kendilerini paralar ama turiste yol tarif ederler gibi...

    YanıtlaSil
  8. @ Hande,
    Kocaman bir amin diyorum güzelim:) Kimbilir belki fotoğraflarda siz de olursunuz :)
    @ Benden Bizden,
    Bir Amin de sana geliyor :)) Bence de haklısın çocuğu bahane etmemek lazım.
    @ Noob,
    Çok teşekkür ederim:)) Bana da gitmemiş olmama rağmen Barcelona yaşayabileceğim kentlerden biri gibi gelir hep hadi hayırlısı:))

    YanıtlaSil
  9. Ben Madrid'e hayran oldum gordugumde. Barcelona daha da guzelmis, henuz kismet olmadi gormek.

    BendenBizden dogru soyluyor. Cocugun yasi gezmeye engel degil. Biz 2 hafta kisin Londra'da 16 aylik bebekle tum gun disarda gezindik. Evde oldugundan daha duzenli uykusunu uyudu, yemegini yedi :)

    YanıtlaSil
  10. bende bende gitmek istiyorum,
    hemde bu yıl.

    YanıtlaSil
  11. @Seda,
    Darısı başıma diyeceğim o vakit:))
    @İki Çocuk Annesi,
    Hayatın ne getireceği belli mi? :))

    YanıtlaSil
  12. ispanya,gerçekten görülesi bir yer.anneyazar,barselona'ya gidersen bir dali müzesine gitmeni öneririm.figureste.trenle barselona'dan 1,1,5 saate gidilebiliyor .Gerçekten muhteşem.

    YanıtlaSil
  13. Eylem Yiğit,
    Sen de bizimle gel de kendin gezdir beni:))

    YanıtlaSil